Akit Gazetesine Tekzip!

Share

Akit Gazetesine Tekzip!

Edip Yüksel
6 Ocak 2013
www.19.org

 Akit ODTÜ Sevan ve Edip iftira

 

Edip Yüksel’den Akit Gazetesi yetkililerine:

25 Aralık 2012 tarihinde “Fitne Üssü ODTÜ” başlığıyla gazetenizin ilk sayfasında altı sütun üzerine yayımladığınız haberde hakkımda yayımladığınız iftiralardan sonra beni “şarap içmekle” suçlayan veya sorgulayanlardan aldığım mesajlar üzerine gazetenizi telefonla aramış ve bu haberi ilk sayfada tekzip etmenizi istemiştim. Telefonuma cevap veren kişi bu mesajı haber müdürüne ileteceğini söz verdi. Aradan geçen süre içinde herhangi bir tekzip gerçekleşmedi.

Sinan Yavuzoğlu adına verilen haberde benimle ilgili bölüm:

“Geçtiğimiz 21 Aralık tarihinde şarap eşliğinde kıyamet kutlaması yapan sapkın ekibin başını çeken Nişanyan, Sempozyum’un 17 Şubat Pazar günkü oturumlarında “Kur’an Terminolojisinin Tarihsel Kökenleri” üzerine ‘sunum’ yapacağını ardından da Edip Yüksel’le münazarada bulunacağını duyurdu. Şirince’de sabahlara kadar dere gibi şarap akıtan Nişanyan ile Edip Yüksel, marjinal grupların ele geçirdiği ortaya çıkan ODTÜ’de boy gösterecekler, İslam’a ve Müslümanların değerlerine saldırıda bulunacaklar. Nişanyan, sempozyumun ardından kendisine, “fahri ilahiyat profesörü payesi verirler mi?” şeklinde bir beklentiye de girmiş durumda.”

“TENCERE KAPAĞINI BULDU”

“Sosyal paylaşım sitesinde Nişanyan’a mesaj yazan takipçilerinden Punk Altay adlı vatandaş, “zannedersem tek eksiğimiz ikinci bir Turan Dursun’du. Bu boşluğu doldurmanızda Allah yardımcınız olsun. kendisine de yeri gelmişken Allah’tan rahmet dileyelim. Edip Yüksel ile tencere kapak olmuş bu arada. Hoca müthişmiş, siz de müthişsiniz.” değerlendirmesinde bulundu.”

Aralık 21’de Arizona’daki evimde ailece ve birkaç yakın arkadaşımla birlikte doğum günümü kutluyorduk. Hayatımda Şirince’ye hiç uğramadım ve ismini de zaten bu Maya hikâyelerinden sonra işittim. Dahası, hayatım boyunca bir damla alkollü içki içmemişimdir. Alkollü içkilerin tıpkı uyduruk dini dogmalar ve uygulamalar gibi, Allah’ın bize bağışladığı en büyük nimet olan insan beyninin sağlıklı çalışmasını engellediğini, bireye, aileye ve topluma çok yönlü zararlar verdiğini biliyorum. Alkolün zararları ile ilgili makalelerimde ve konuşmalarımda “kararında alkol kullanma” veya “şarabın sağlık yararları” biçimindeki iddiaların alkollü içecekler üreten şirketlerin reklam amacıyla arada bir pişirip ürettikleri yalanlar olduğunu delilleriyle tartışıyorum. Bunları kitaplarımda ve www.19.org sitesinde yayımlanan İngilizce ve Türkçe makalelerimde bulabilirsiniz.

Dahası, 1 Temmuz 1986 günü dinimi SADECE Allah’a özgülediğim andan beri İslam’ı savunuyorum. Peygamber düşmanlarının onun vefatından 200-500 yıl sonra uydurup derledikleri hadis ve mezhepler yoluyla ürettikleri iftira ve yalanlara karşı hem peygamberin örnek kişiliğini ve onurunu, hem de peygamberin sadece Kuran yoluyla tebliğ ettiği islamın özgürleştirici, adaletçi, barışçı ve ilerletici mesajını savunuyorum. Müslüman Dinadamlarına 19 Soru, İslami Reform için Manifesto adlı kitaplarım ve MESAJ adlı Kuran çevirim bunlara delildir. Dahası, birçok ünlü Hristiyan ve Ateiste karşı tartışmalarım oldu ve bunların bir kısmını kitap olarak Peacemaker’s Guide to Warmongers kitabımda ve yotube kanalımda paylaştığım Running Like Zebras veya Debate with Atheists başlıklı dokümanter filmlerde bulabilirsiniz. Ünlü agnostik yazar astronom Dr. Carl Sagan, Skeptic Derneği başkanı ünlü yazar Dr. Michael Shermer ve Amerikan Ateistler Derneği başkanı Dr. David Silverman, İslam düşmanı ve savaş çığırtkanı best-seller Katolik yazar Robert Spencer ve daha nice ateiste ve Hristiyan’a karşı Kuran’ı ve İslamı savundum. Hatta Müslümanlara karşı Siyonist-Haçlı-Emperyalist ittifakının “müslümanlara” ve ülkelerine yönelik saldırgan ve işgalci politikalarına karşı adil ve cesur bir duruş göstererek Amerika’nın göbeğinde, New York’un ortasında “Eğer Müslümanlar teröristse, Hristiyanlar 666 kat daha fazla teröristtir” diye haykıran birisiyim. (Örneğin, Running Like Zebras adlı videonun son bölümünde bunun bir örneğini bulabilirsiniz). Kadınların başörtüsüne yönelik yasak ve saldırılarda, başörtüsünün Kurani bir emir olmadığına inandığım halde, din ve ibadet özgürlükleri veya kişisel ve politik seçimleri ihlal edildiğine inandığım Sünni ve Şii kadınların başörtü haklarını savundum. Düşmanlarımın bile haklarını savunan bir insanım ben.

Beni Turan Dursun ile aynı kefeye koyma cingözlüğüne gelince… Evet, benzerliklerimiz var. Nasıl ki ben münafık bir sünni yazar ve politik lider olarak yaşamak yerine hayatımı riske sokarak muvahhid bir müslüman olmaya karar verdimse Turan da Münafık bir müftü olarak yaşamak yerine hayatını riske sokarak dürüst bir ateist olmayı yeğledi. Buna benzer birçok ortak yön bulabilirsiniz.

Her şeyden önce Turan Dursun, İlhan Arsel ve Sevan Nişanyan gibi eleştirmenlere en çok malzemeyi ve en büyük silahı sizin savunduğunuz hadis ve sünnet külliyatı bağışlamaktadır. Turan Dursun’un Muhammed peygambere, Kuran’a ve İslam dinine yönelttiği eleştirilerin hemen hepsi Sünni ve Şiilerin uydurma hadis, sünnet ve mezhep kaynaklarına dayanır. Dahası, Turan Dursun’un 1980’lerde Eren Kutsuz mahlasıyla Doğu Perinçek’in yayımladığı 2000’e Doğru dergisinde Kuran’a ve peygambere yönelik saldırılarına karşı en iyi cevapları verenlerin başındaydım. Nitekim bu cevaplarımdan birisini kendisine verilen cevaplar arasında “sövgüden uzak, oldukça ağırbaşlı” olarak niteledikten sonra Din Bu adlı kitabında okuyucularıyla paylaşıp cevaplamaya çalıştı.

“Mayatepek Raporu’na Tepkiler. Yayınımız üzerine, Tercüman gazetesinin deyişiyle, “beklenen tepkiler”, idn çevrelerinden geldi. Öteki çevreler, genellikle suskun kaldı. Yine “beklendiği” gibi… Tepkiler şöyle özetlenebilir: I- Telaş-Panik:  (A) “Din elden gidiyor” kaygısı. Diyanet’in tepkisi. “Bununla nereye varılmak isteniyor? Bu millete yeni bir din mi bulunacaktır? Bu millet dinsiz mi yapılmak isteniyor?” Yani: “Aman, yetişin, din elden gidiyor?” … (B) Kimi Sağ Basındaki Tepkiler: Kimi sağ basında telaş oldukça büyük. Kimi, bütünüyle sövgü, gürültü ve sindirme amaçlı “tehdit”.. Arada sırada, “bilgiçlik” taslamalar, bilgi ve düşünceden uzak boş laflar… II- Dergiye Gönderilen Yazılar: Bu yazılar içinde, sövgüden uzak, oldukça ağırbaşlı olanlar da var. Örneğin, Edip Yüksel’in önceki sayfalarda yayımlanan rapor ve incelemeye gönderdiği cevabı. Edip Yüksel’e paylaştığımız, buluştuğumuz noktalar vardır; paylaşmadığımız, buluşmadığımız noktalar da vardır…”  (Turan Dursun, Din Bu, II. Kitap, 2. Baskı, Kaynak Yayınları, Kasım 1990, sa:155-167.)

Kısacası, gazeteniz ve haberi yazan Sinan Yavuzoğlu şu konularda hakkımda iftira atmış ve yalan haber uydurmuştur.

  1. Edip Yüksel 21 Aralık günü Şirince’de değildi ve hiçbir vakit Şirince’yi ziyaret etmemiştir.
  2. Edip Yüksel 21 Aralık günü Sevan Nişanyan ile beraber değildi ve Sevan ile şu ana kadar yüzyüze görüşmemiştir.
  3. Edip Yüksel 21 Aralık günü Sevan Nişanyan ile şarap içmedi ve hayatında hiç alkollü içki kullanmamıştır.
  4. Edip Yüksel 1 Temmuz 1986 tarihinden beri hiçbir vakit İslam’a saldırmamıştır ve tartışmanın amacı Sevan’ın İslam’a yönelik eleştirilerine ve saldırılarına karşı İslam’ı savunmaktır.

Hal böyle iken üç gün içinde bu mektubu bir tekzip olarak Akit Gazetesinin ilk sayfasında altı sütun üzerine şu başlıkla yayımlamanızı bekliyorum:

“Edip Yüksel Hakkında 25 Aralıkta Yayımladığımız Haber Yalan ve İftira idi”

 

Edip Yuksel, J.D.

www.19.org

English Twitter: @19org

Turkish Twitter: @edipyuksel

Each of us must use our own mind in pursuit of truth.

(17:36; 10:100; 39:17-18; 41:53; 42:21; 6:114-116; 10:36; 12:111; 20:114; 21:7; 35:28; 38:29).

 

Share